Bursa Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde düzenlenen Uludağ Dirençli Kentler Zirvesi’nde şehirlerin geleceği, kentsel dönüşüm, mekânsal planlama ve dirençli şehir modelleri ele alındı. Zirvede iş dünyası, yerel yönetimler ve akademi temsilcileri ortak akıl vurgusu yaptı.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından “Şimdi Dönüşüm: Dirençli Şehirler, Yenilikçi Yarınlar” temasıyla düzenlenen Uludağ Dirençli Kentler Zirvesi, Bursa Business School ev sahipliğinde yapıldı. Zirvede kamu, özel sektör, akademi ve sivil toplum temsilcileri bir araya gelerek şehirlerin sürdürülebilirliği, afetlere hazırlık kapasitesi ve planlı kentleşme konularında değerlendirmelerde bulundu.
“DİRENÇLİ ŞEHİRLER KRİZLERE DAYANIKLI OLMALI“
Açılış konuşmalarında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı temsilcisi İrfan Akça, kentsel dönüşümün gündemde tutulmasının önemine işaret etti. Akça, dirençli şehirlerin yalnızca şoklara dayanıklı değil, aynı zamanda kriz sonrasında toparlanabilen, öğrenen ve adapte olabilen yapılar olması gerektiğini belirtti. Bursa’nın dönüşüm sürecinde destekleneceğini de açıkladı. BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay ise şehirleşmenin yalnızca nüfus artışıyla değil, aynı zamanda medeniyet inşasıyla ilişkili olduğunu ifade etti. Burkay, mekânsal planlamanın bir kentin anayasası niteliğinde olduğunu vurgulayarak, 1/100 bin ölçekli planın önemine dikkat çekti.
KENTSEL DÖNÜŞÜMDE PLANLAMA VURGUSU
BTSO Başkanı Burkay, planlama yapılmadan hiçbir sürecin yönetilemeyeceğini belirtti. Bursa’nın geçmişte Türkiye’nin ilk organize sanayi bölgesine ev sahipliği yaptığını hatırlatan Burkay, ikinci büyük sanayi bölgesinin ancak 60 yıl sonra hayata geçmesinin planlama eksikliğiyle ilişkili olduğunu söyledi. Kent içinde 8 bin 500’den fazla imalatçı firmanın sıkışık alanlarda üretim yaptığını ifade eden Burkay, bunun yaşam kalitesi, kent sağlığı ve üretim açısından risk oluşturduğunu dile getirdi. Konuşmasında ortak akıl çağrısında bulunan Burkay, Bursa’nın sahip olduğu değerlerin farkında olunması gerektiğini belirterek, şehirlerin dönüşüm sürecinin bedelinin iş dünyası tarafından ödenmeye hazır olduğunu söyledi. Zirvelerin toplumsal farkındalığın oluşmasına katkı sağladığını ve bu etkinliklerin politika yapıcılara yol gösterici nitelik taşıdığını ifade etti.
ZİRVEDE SEKTÖREL OTURUMLAR DÜZENLENDİ
Etkinlikte uzmanlar, akademisyenler, kamu ve özel sektör temsilcilerinin katılımıyla çeşitli oturumlar gerçekleştirildi. “Kentsel Dönüşümün Ekonomisi: GYF & GYO Finansman Modelleri”, “Mimari Sunum ve Yapay Zeka”, “Yapısal Dönüşüm”, “Sosyal Dönüşüm” ve “Sürdürülebilir Dönüşüm” başlıklı oturumlarda kentlerin dönüşümünde izlenecek stratejiler ve yeni teknolojiler tartışıldı.
“DİRENÇLİLİK BİR BÜTÜN OLARAK ELE ALINMALI
Zirveye katılan Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu, ayrıca bir röportajda dirençlilik konusuna dair önemli bir noktaya değindi. Toplumun genellikle dirençliliği sadece yapı bazında algıladığını, oysa dirençliliğin çok daha geniş bir kavram olduğunu vurgulayan Rodoplu, şu ifadeleri kullandı:
“Dirençlilik, yalnızca yapının deprem ya da diğer afetlere karşı dayanıklı olmasıyla sınırlı değil. Dirençlilik, kentsel dönüşümdeki sosyal, ekonomik ve çevresel tüm unsurları kapsayan bir süreç olmalı. Kentlerin sürdürülebilirliği, enerji kullanımı, sosyal yapılar, dönüşüm süreçleri gibi birçok başlık bir arada değerlendirilmelidir. Bu nedenle, Bursa’da biz dirençliliği yalnızca yapıları güçlendirmeye odaklanan bir bakış açısıyla değil, daha geniş bir perspektifle ele almayı hedefliyoruz.”
Rodoplu, sosyal yapının dönüşümünün önemine de dikkat çekerek, bu tür dönüşümlerin halkı etkileyen, sağlıklı bir süreçle gerçekleştirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Zirve sonunda etkinliğe katkı sunan sponsorlara plaket takdim edildi. BTSO tarafından organize edilen Rising City & Yapı ve Yaşam Fuarı’nın da 24 Nisan’da kapılarını açacağı duyuruldu.
News
